30 Aralık 2012 Pazar

Palma de Mallorca

Bütün günü denizde geçirdikten sonra, ertesi gün sabah 11:00'de Palma de Mallorca'daydık. Her zamanki gibi kahvaltımızı yapmış, gemi kapılarının açılması için merdivenli salonda bekliyorduk. Gemi gazetesine göre güneş sabah 6:23'te doğmuştu ve akşam 9:21'de batacaktı. Havanın 20 ile 29 derece arasında olması bekleniyordu. Uzun güneşli bir gün bizi bekliyordu. Sindrella misali saatler gece 12'yi vurmadan gemiye dönmemiz gerekiyordu. Gezmeye başlamadan önce gemi gazetesindeki Palma de Mallorca ile ilgili bilgileri okuduk: "Güzel manzara, yumuşak iklim ve bol konaklama seçeneği, Palma'yı dünyanın her yerinden gelen turistler için bir cennete dönüştürüyor." İspanya'nın Mallorca adası, Barcelona'nın hemen güneyinde yer alıyor. "Burası Batı Akdeniz için stratejik bir nokta." Adanın merkezi Palma, adanın güneybatısındaki koyun ortasında yer alıyor.
Geminin demirlediği liman, turistik alanlara biraz uzaktı. Rehberimiz bizi bu konuda uyardı. Biz de gemiden otobüs bileti satın aldık. Böylece istediğimiz zaman geminin hemen önünden kalkan otobüsü kullanarak turistik merkeze gidebilecektik. Geminin otobüsü bizi Palma katedralinin önüne bıraktı. MSC İtalyan bir gemi şirketi olduğundan gemideki yolcuların çoğunluğu İtalyan'dı. Gemi otobüsleri adadan kiraladığından, otobüs şöförleri ise İspanyol'du. Otobüste ön sıralara oturmuştuk ve otobüs şöförü otobüstekilere son otobüsün saatini İtalyanca söylemeye çalıştı sonra bizi de İtalyan sandığından bize dönüp doğru söyleyip söylemediğini sordu. Biz ne İtalyanca ne de İspanyolca bilmediğimizden adama boş gözlerle baktık ama en azından ne demek istemeye çalıştığını anlamıştık :)) Son otobüs gece 23:00'de kalkacaktı...
Palma katedrali gerçekten çok güzel. Fotoğrafta da görüldüğü gibi dışarıdan oldukça heybetli bir görüntüsü var. İçerisi de bir o kadar büyüleyici. Vitraylardan içeri rengarenk ışık demetleri giriyor. Ayrıca, katedralin içerisinde Gaudi'nin tasarladığı bir şapel var.
Katedralin içerisinde gezmek beni acıktırmıştı. Yemek yiyebileceğimiz bir yere doğru yürüyüşe geçtik. Turistik haritaya baktığımızda Plaça Major bu iş için çok uygun bir yere benziyordu ve katedrale de çok uzak değildi. Meydana ulaştığımızda hemen bir restorana oturduk. Rehberimiz bize İspanya'nın Paella'sının çok meşhur olduğu söylemişti. Hemen bir paella söyledik. Bu yemek zaten genellikle iki kişilik geliyor. Tek başınıza bir porsiyon paella yemeniz pek mümkün değil. Paella, safranlı pilav üzerinde deniz ürünleri olan bir İspnayol yemeği. Deniz ürünlerini seven biriyseniz, tam size göre. Fiyatı da çok uygun. Paella'nın yanına sangria söylemeden olmaz. İki kişiyseniz onu da sürahiyle sipariş edebilirsiniz. Yemek gelir gelmez yemeye koyulduğumuzdan fotoğrafını çekmeyi unuttuk :)) Yoksa buraya sizin için güzel bir Paella fotoğrafı koymak isterdim :)) Plaça Major, herhangi bir avrupa şehrinde görebileceğiniz turistik bir meydan. Burada da sokak çalgıcıları ve meydanın ortasında çeşitli gösteriler yapan insanlar var. Oldukça hareketli bir meydan. Yemeğimizi yerken İspanyol ezgilerinin keyfini çıkarttık :))
Karnımızı doyurduktan sonra plaja doğru yola koyulduk. Otobüse binip Palma plajına gittik. Otobüsle giderseniz plaj turistik merkeze çok da uzak değil. Palma'nın denizi çok temiz ve güzel. Adada denize girmezseniz çok şey kaçırabilirsiniz. Plajda denize girip dinlendikten sonra otobüsle turistik merkeze döndük, oradan da geminin otobüsüyle gemiye.
Akşam yemeğimizi gemide yedikten sonra geminin otobüsüyle tekrar katedarelin bulunduğu yere geri döndük. Katedral manzaralı bir barda oturup sangrialarımızı yudumladık. Bu gemi turunda şimdiye kadar gezdiğimiz yerler arasında en çok Palma'yı sevdik. Son otobüs saati geldiğinde Palma'ya veda etmenin hüznü içerisinde gemiye döndük.
Gemiye döndüğümüzde üzüntümüz bir nebze dağıldı çünkü gemi havuz başında bir eğlence düzenlemişti. İnsanlar animatörlerin yaptığı figürleri tekrar ederek dans etmeye çalışıyorlardı. Biz de uzak bir köşede denedik ve kendi çapımızda eğlendik :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder