23 Mayıs 2024 Perşembe

Nordfjordeid

 

Sabah uyandığımızda karşılaştığımız manzara yandaki gibi. Hava sıcaklığı 15-22 derece. Güneş sabaha karşı 4'te doğmuş, gece 23.35'te batacak. Gemi, 8'de Nordfjordeid limanına vardı, fakat bu seferki liman bizim geminin yanaşabileceği kadar büyük değil. O sebeple karaya tender botlarla çıkmamız gerekiyor. İlk tender bot sabah 8.30'da hareket ediyor, sonuncusu ise akşam 5'te. Karadan gemiye son bot akşam 6'da, kaçırmamamız gerek. Bugünkü program çok yoğun, programdaki her yeri yetiştirip gemiye yetişme gerginliği şimdiden rehberimizin yüzünden okunuyor. 

Tender botların sayısı sınırlı olduğundan herkesin gemiden farklı bir ayrılma saati var. Rehber telaşlı olduğundan erken saatlerden birine rezervasyon yaptırmış bizim için. Yine de gemiden ayrılma saatimiz gelene kadar balkonda manzaranın keyfini çıkarmaya devam ediyoruz. Kara ve deniz birbirine karışmış, kara nerede bitiyor, deniz nerede başlıyor belli değil.


Bayram tatili olduğundan instagram'da herkes Ege yada Akdeniz kıyılarındaki plajlardan yaz temalı fotoğraflar paylaşıyor. Biz ise buz tutmuş bir gölün üstündeyiz. 

İşte bütün Norveç Fiyortları turunun en dikkat çekici noktalarından birindeyiz. Geiranger limanını kuşbakışı gören seyir terasındayız. Buraya kartal gözü de deniyormuş. Aşağıda mininacık görünen gemiye dikkat edin (bizim gemi değil, bizim gemi çok uzakta kaldı, buraya otobüsle dağları tepeleri aşarak geldik), biraz sonra aynı geminin farklı noktalarda çekilmiş başka fotoğraflarını da göreceksiniz. Bir sonraki durağımıza gitmek için aşağıda küçücük görünen, yılan gibi kıvrılan yoldan aşağıya ineceğiz ama bu da bize yeterli gelmeyecek ve karşıda gördüğümüz tepenin hepsini olmasa da bir kısmını yine otobüsümüzle tırmanacağız.
İşte söz verdiğim gibi aynı gemi, farklı bir açı ve farklı bir uzaklık. İnsanoğlu kuş misali, biraz önce karşıki dağın tepesindeydik. Şimdiyse eşek yoluna benzeyen bu zikzaklı yolu tırmandık. Bu sol tarafın manzarası, sağ tarafın manzarası ise ayrı güzel.
İşte bu da sağ tarafın manzarası. Rehberimizin söylediğine göre Norveç Fiyortları turlarının reklamlarında hep bu bölgeden çekilen fotoğrafları kullanıyorlarmış. Kullanmaları çok normal çünkü manzaralar harika. 
Eee gemiyi yukarıdan ve farklı açılardan gördükten sonra yanına inip bir fotoğraf da buradan çekmesek olmazdı. Biraz önce tırmandığımız zikzaklı yol tam karşıda. Bu limanın adı daha önce de bahsettiğim gibi Geiranger. Alışveriş için rehberimiz buradaki mağazaları önerdi. Biz de kendimize baharlık birer mont aldık. Norveç soğuk olduğundan burada alınacak en mantıklı şey mont. Hem fiyatlar uygun hem de ürünler kaliteli. Rehberimiz artık rahatladı çünkü turun doruk noktası arkamızda kaldı. 
Bugün o kadar yoğundu ki yemek yiyecek vaktimiz olmadı. Rehber bizi önceden uyardığından gemideki açık büfe kahvaltıdan kendimize sandviç yapmıştık. Ama tur içinde bu durumdan şikayet eden bir kaç kişi oldu. Rehber güya onlara alışveriş için yeterince vakit tanımamış. İnsanları hiç anlamıyorum, buraya alışveriş yapmaya mı geldik yoksa bu muhteşem doğayı görmeye mi? Dönüş yolumuz yine muhteşem manzaralar eşliğinde. 
Hatta rehber bile bu güzel manzaralara dayanamadı ve rastgele bir yerde durup fotoğraf molası verdik ve manzarayı içimize çektik (bakınız yukarıdaki fotoğraf). Son tender bot olmasa da sondan bir kaç önceki botla gemiye döndük ve gemi hareket etti. Ertesi günkü durağımız Olden. Bu iki liman arasındaki mesafe sadece 60 km ve geminin bu mesafeyi kat etmesi için bütün bir gecesi var. 
O yüzden kaptan sanki vitesi boşa almış gibi, yürüme hızında balkondan müthiş manzaraları izleyerek gidiyoruz. Yemekten sonra canlı müzik eşliğinde geminin barlarından birinde kokteyllerimizi yudumluyoruz. Gemide bütün içecekler için restoran mantığında ek ücret ödemeniz gerekiyor. İsterseniz alkollü içki paketi alabilirsiniz ama o kadar pahalı ki verdiği paranın ederini ancak bir alkolik çıkarabilir. Fakat 5 yıldızlı otel gibi günün her saati yemek bulmanız mümkün ve bu yemekler turu satın alırken verdiğiniz ücrete dahil. Rehberin karada düzenlediği turlar da ekstra ücrete tabii. Her limanda ayrı bir tur programı oluyor. Dilerseniz bir limandakine katılıp diğerine katılmayabilirsiniz. Bütün limanlardaki turlar ayrı ayrı satılıyor. Gemiden de tur alabilirsiniz, fakat tur şirketinin ayarladığı Türk rehberin turları daha uygun oluyor. Eğer bütün limanlardaki turları alırsanız da indirim yapıyor. İndirim olunca, limanlardaki turlardan biri bedavaya gelmiş gibi oluyor. 




19 Mayıs 2024 Pazar

Norveç Fiyortları: Kiel ve Bergen

 

Balayımızı MSC Splendida gemisinde yapmıştık (bkz. Akdeniz Turu). Aradan yıllar geçtikten sonra Splendida'nın kardeş gemisi MSC Fantasia ile Norveç Fyortlarını gezme şansına da sahip olduk. Gidiş ve dönüş biraz yorucu olsa da güzel bir tatil geçirdik. 

Ankara'da yaşamanın negatif yönünü ne yazık ki yurtdışı seyahatlerinde çok hissediyoruz çünkü Türkiye'nin başkentinden çok az yere direk uçuş var. Anadolu jet de özelleştirilip ajet olmuş ve zaten müthiş olmayan hizmet kalitesi iyice düşmüş, bağlantılı uçuşlarınızı bile sistem eski bahanesiyle bağlamıyorlar. Her neyse konuyu uzatmadan, sabah 7'de İstanbul'dan kalkacak uçağa binmek için Ankara'dan gece 3'teki uçağa bindik. Tabii 3'teki uçağa binebilmek için gece 1-2 gibi havalanına olmak gerekiyordu. O havalananına gitmek için evden 12-1 gibi çıkmak. O gece uyuyamadık başka bir deyişle. 
Ama öğlen, gemiyi  hatırladığımızdan da büyük ihtişamıyla Hamburg'un Kiel limanında bizi beklerken bulunca bütün yorgunluğumuz uçtu. Bu gemi kardeş gemisi ile birebir aynı özelliklere sahip. Turumuz yine 7 gece 8 gündü. Gemi limandan akşam 6'da ayrıldı. Balayında balkonlu kabinin tadını aldığımızdan, bu sefer yanımızda çocuk da olduğundan, yine balkonlu kabin tercih ettik. 
Hatta balkonlu kabinin de görüş engelli olmayanını seçtik çünkü diğerlerinde odanın alanı daha dar oluyormuş ve çocuk yatağı kuşetli trenlerdeki gibi yukarıdan açılıyormuş. Bizimkinde odadaki küçük ikili koltuğu çocuk için yatak yapmışlardı. Her gün değişen bir manzaraya sahip bir odada konaklamak çok keyifli (yukarıdaki fotoğraf odanın balkonundan çekilmiştir). Gemi hareket ettikten sonra yavaş yavaş güneş batmaya başladı. Gün batımında, Danimarka'nın doğu ve batı kısmını birbirine bağlayan, demir yolunun da bulunduğu, 18 km uzunluğundaki zarif Belt asma köprüsünü geçtik . Akşam yemeğimizi ilk oturumda Red Velvet Restoran'da yedik. İlk akşamın "dress code"u "casual"dı. Akşam yemeğinden sonra, geminin 1000 kişilik tiyatro salonundaki danslı müzik gösterisini izledik. Her akşam farklı gösterilerin yapıldığı bu salona girdiğimiz anda bir geminin içinde olduğumuzu tamamen unuttuk. Ertesi gün şanslıyız, çünkü bütün günü ilk durağımız olan Bergen'e gitmek için denizde geçireceğiz. 
Böylece uyumadığımız bir önceki gecenin yorgunluğunu atıyoruz. Sabah 9.30'da gemi, Baltık Denizi'ne giriş yapıyor. Geminin içinde yapılacak bir sürü aktivite ve bar mevcut. Sports barda puzzle yaptık, canlı müzik olan başka bir barda kokteyllerimizi yudumladık, geminin mağazalarında alışveriş, odada dinlenip, balkonda kitap okumaca, hatta balkonda yoga. 
Akşam ise, kaptanın gecesi. Yemekten önce bütün barlarda kokteyl ikramı vardı. Kabinimize her gün gelen gemi gazetesinde denizde geçireceğimiz gün ile ilgili bilgiler mevcut. Gün içinde ilkokulda öğrendiğimiz meşhur Golf akıntısından geçtik. Gemi giderek daha kuzeye doğru yol aldığından, gün batımı saati gece 11'i buluyor. Denizde geçirdiğimiz akşam yemeğinin giysi kodu "elegant". Erkekler için takım elbise, kadınlar için kokteyl kıyafeti zorunlu. 
Kardeş geminin Swarovski taşlarla dizili merdivenlerinde 12 yıl önce çektirdiğim fotoğrafın benzerini çektiriyorum. 









Ertesi günkü durağımız Bergen. İstanbul'dan 2692 km uzaklıktayız. Haziran ayı "pride month" olduğundan her yerde gökkuşağı renginde bayraklar var. Türk rehberin düzenlediği tura katılıyoruz. İlk durağımız Steinsdalsfossen şelalesi. Rehberin bizim için ayarladığı tur otobüsüne binip, müthiş manzaralar eşliğinde şelaleye doğru yol çıkıyoruz. 
Gördüğümüz şelale bu kadar yol gelmeye değmese de, yol boyunca gördüğümüz manzaralar değer. Daha sonra Bergen'in merkezine dönüp, teleferikle şehri kuş bakışı izleyebileceğimiz tepeye çıktık. Yandaki fotoğrafta denizin üzerinde şehrin siluetine karışmış gemimizi görebilirsiniz. 
Daha sonra tepeden baktığımız şehre dönüp, kutu kutu eski Bergen evlerinin olduğu bölgeyi gezdik ve tabii ki son olarak bütün Bergen ziyaretimizin en öne çıkan yeri: Balık Pazarı. Görece küçük bir yer fakat çok şirin. İçeride envai çeşit deniz ürünü görmeniz ve tatmanız mümkün. Rehber, balina ya da geyik etinden yapılan sucuklardan almamızı tavsiye etti. Biz de aldık, eşim çok sevmese de ben bayıla bayıla yedim. 
Geç bir öğle yemeği olarak balık çorbası içtik. Ama çok acıktığımızdan bununla da yetinmeyip koca porsiyon Norveç somonunu da mideye indirdik. Somonun yanında pazarın kendi ürünü olarak şişelediği birayı da tatmayı unutmadık. Norveç'in çok pahalı bir ülke olduğuna değinmeden geçemeyeceğim. Gemide şişelenmiş su paralı, restoran kısmındaki makinalardaki su ise ücretsiz fakat tadı biraz değişik, sanırım deniz suyundan arıtıyorlar. Karaya inmişken su depolayalım dedik ama marketteki suyun gemidekinden daha pahalı olduğunu görünce vazgeçtik. Rehberimiz geminin bütün erzağını, ucuz olduğu için Almanya'da doldurduğunu anlattı. 
Gemiye son dönüş saati 17:30, fakat bizim rehber işini şansa bırakmadığından 4 gibi gemideyiz. Zaten şehri yeterince gezdik, artık bir sonraki günkü durağımız Nordfjordeid'e hazırlanmak için dinlenme vakti.