24 Mart 2013 Pazar

Elhamra - Palacios Nazaries

Saat 16:00'ya yaklaştığında Nasri saraylarının giriş kapısında küçük bir kuyruk oluşmaya başladı. Giriş saati geldiğinde herkesi yavaş yavaş içeri aldılar. Mümkün olduğunca turist gruplarının önüne geçmeye çalıştık çünkü onlara bir kez takılırsanız heryeri o kalabalıkla gezmek zorunda kalıyorsunuz. İçeri girdikten sonra herhangi bir zaman kısıtınız kalmıyor. Sarayları istediğiniz kadar gezebilirsiniz.

Court of Myrtles (Patio de los Arrayanes)


Court of Myrtles (Patio de los Arrayanes)
İçeriye girdiğiniz anda Elhamra'nın büyüsüne kapılıveriyorsunuz. Bir kaç odadan geçtikten sonra "Patio de los Arrayanes" adı verilen geniş bir avluya çıkıyorsunuz. Buradaki havuzun içinde turuncu süs balıkları yüzüyor. Avlunun iki ucundan da fotoğraf çekmek zorunda hissediyorsunuz kendinizi.




















Bu avluya girdikten sonra soldaki kapıdan içeri girerseniz (yandaki fotoğrafta görülen kapı), Sala de la Barca'ya ulaşırsınız. Bu odadan geçtikten sonra ise Salon de Embajadores'e (Büyükelçiler Salonu'na) ulaşıyorsunuz.
Büyükelçiler salonuna açılan pencereler, zamanında kralın tahtının bulunduğu alanı aydınlatmak üzere tasarlanmış. Duvarlar Kuran'dan alıntılarla süslenmiş. Tavanda ise muhteşem bir ahşap işçiliği mevcut.  Bu oda ayrıca, Columbus'un kraliçe Isabel ve kral Ferdinand'tan dünyanın yuvarlak olduğunu kanıtlamak amacıyla çıkacağı yolculuk için finansal destek istediği yer.
Büyükelçiler salonundan sonra geldiğimiz yoldan geri dönerek tekrar Court of Myrtles'e çıktık. Buradan sonraki durağımız Patio de los Leones  (Aslanlar Avlusu). Biz gezerken avluda tadilat vardı ama en azından bu avluyu görme şansını elde ettik. Avlu adını ortasındaki aslanlı çeşmeden alıyor. Bu avlunun bir kenarından Sala de los Abencerrajes'e giriyorsunuz.
Burayla ilgili efsane şu şekilde: Boabdil'in babası yeni karısından olan çocuğunun kendisinden sonra tahta geçebilmesi için 36 adet akrabasının kellesini kestirmiş. Fakat kralın planı tutmamış ve Boabdil bu katliamdan sağ çıkarak tahta çıkmış. Bu odanın tavanı mükemmel bir geometriye sahip peteklerden oluşuyor. Zamanında bu petekler mavi, kırmızı, kahverengi ve altın rengindeymiş. Ama ne yazıkki bu renkler şimdi yok olmaya yüz tutmuş.
Nasri Saraylarından çıkmadan önceki son durağımız Torre de las Damas (Kızlar Kulesi). Sarayları büyülenmiş bir şekilde ve gözümüz arkada kalarak bırakıyoruz. Güzel bahçeleriyle ünlü Generalife'a doğru yürüyüşümüze başlıyoruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder