15 Ekim 2010 Cuma

Zaporozhye

Merhaba,

Bu benim kendime ait ilk blogumda ilk yazım. Böyle güzel ilkleri yaşarken blogumu bir ilk ile açayım dedim :))
Bu yazıda sizlere ilk yurtdışı seyahatimi anlatacağım. İlk defa Türkiye sınırları dışına adım atmaya karar verdiğimde 19 yaşımdaydım. Bence yurtdışına çıkmak için ne geç ne de erken bir yaş sayılır. Kuzenimin Ukraynalı eşi ile birlikte Ukrayna'ya gitmeye karar verdim. Kuzenimin eşi, çocuğu ve kayınvalidesiyle birlikte geçirilecek 3 hafta :)) Herkes bana neden gitmek istediğimi sordu. Gitmek için daha güzel başka bir ülke bulamamışmıyım, orda ne yapacakmışım vs, vs. Ama 3 hafta sonunda iyiki gitmişim dedim kendi kendime. Yabancı bir ülkenin havasını solumak, oranın kültürünü ve insanlarını tanımak çok hoşuma gitti. O kadar hoşuma gitti ki her sene farklı bir ülkeye gitmek için söz verdim kendi kendime. Her ne kadar kendime verdiğim bu sözü tutmaya çalıştıysam da arada bi kaç seneyi boş geçtiğim oldu tabi :))

İlk kez yurtdışına çıktığım için çok heyecanlıydım. Annemlere el salladım ve pasaport kontrol kuyruğunda beklemeye başladım. Yengem çoktan karşı tarafa geçmişti. Önümde şimdi ismini hatırlamadığım ünlü bir manken vardı. Sıra bana geldiğinde görevliden bir azar işittim. Yurtdışı çıkış harcımı yatırmamıştım. Öyle birşeyden haberim bile yoktu. Azarı yiyince gözlerim doldu hemen. İlk denemem başarısız olmuştu. Gerisin geri annemlerin yanına döndüm. Neyseki kuzenim hemen halleti harç işini ve ikinci defa sorunsuz bir şekilde geçtim pasaport kontrolünden :))

Kuzenimin eşi çok sık gidip geldiği için hava yolu şirketi seçimini ona bıraktımıştım. O da her zaman gidip geldiği charter firmasından bize bilet almış. Firmanın adı "Motor Sich Airlines". Sanırım hala böyle bir havayolu şirketi mevcut (daha detaylı bilgi için: http://en.wikipedia.org/wiki/Motor_Sich_Airlines). Havayolu şirketinin kötü olduğunu pilotun inişe geçiyoruz demesinden 1 saat sonra hala inişe geçmemiş olmamızdan anlamıştım. 1 saat sonra indiğimizde pilot bir anons daha yaptı fakat bu sefer Ukraynaca. Herkesten "aaa" sesleri geldi. Gezi boyunca tercümanlığımı yapacak yengem ilk tercümesini yaptı: Uçak başka bir şehre inmişti... Bizi almaya gelmeleri için 4-5 saat bekledik. Bir şehirden diğerine Türkiye'den daha çok çukura sahip yollardan geçerek ulaştık. Kısa bir Zaporozhye turu attıktan sonra Berdyansk'ın yolunu tuttuk...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder