Daha önce Edinburgh'ya geldiğimizde de Timberboush'un günübirlikte turlarına katılmış ve çok memnun kalmıştık. Bu sebeple, bu seferki gezimizde de yine gelmeden önce internetten iki tur satın aldık. Aslında Britanya adasının daha kuzeyine götüren 3 günlük turlar da vardı ama otelden valizlerle ayrılıp, üç günü yollarda geçirip tekrar otele giriş işlemleri ile uğraşmak istemedik. Üstelik tur şirketinin sayfasında arabada yer olmadığından bu turlar için yanınızda küçük bir valiz getirmeniz gerektiğini ve fazla bagajınızı ücreti karşılığı emanete verebileceğinizi yazıyordu. Belki başka bir sefere diyerek iki tane günübirlik tur almayı tercih ettik. Üstelik iki ayrı günübirlikte tur, iki günlük turla aynı paraya geliyordu (konaklama hariç), yani uzun tura katıldığınızda kar da etmiyorsunuz. Neyse konumuza dönersek, ilk seçtiğimiz tur Edinburgh'dan batı kıyısına uzananıyor. Bizi Highlands'ın batı kısmında büyüleyici bir yolculuğa çıkaracak.
Edinburgh'nın batısında, ilk durağımız yukarıdaki fotoğrafta görülen Doune Kalesi. Tur sadece bizi kalenin önünde bırakıyor. İçeriyi gezmek ekstra ücrete tabi. Ekstra turda size sesli rehber veriyorlar. Bu ortaçağ kalesi, Game of Thrones, Outlander ve Monty Python ve Kutsal Kase gibi birçok farklı dizi ve filmde yer almış. Hatta tur rehberimizin anlattığına göre, Outlander dizisi çekilirken, figüran eksikliğinden dolayı, gelen turistlere belirli bir ücret karşılığı dizide oynamak ister misiniz diye soruyorlarmış. Ama biz gittiğimizde herhangi bir dizi çekilmiyordu. Yol boyunca, volkanik kayaların üzerinde yükselen tarihi ve heybetli Stirling Kalesi, Wallace Anıtı ve Kelpies'in yanından geçiyoruz ama oralar başka bir gün aldığımız turun durakları. Highlands'e doğru yola çıkıp, öğle yemeğini yol kenarında bir restoranda yedik.
Öğle yemeğinden ardından, 18. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş, Loch Fyne kıyısındaki şirin küçük bir kasaba olan Inveraray'a gidiyoruz. Kasabayı keşfetmeden önceki durağımız yukarıdaki fotoğrafta görülen Inveraray Kalesi. Kale ve kasaba arası birbirine 10 dakika yürüme mesafesinde. Tur rehberimiz dileyenleri kalede bırakıp, kaleyi gezmek istemeyenleri direk kasabaya götürüyor. Bu kalenin girişi de ücrete tabii. Kalenin içinde Downton Abbey dizisinin iç mekan çekimleri yapılmış. Ama bu sefer kaleye dışardan bakıp, hediyelik eşya dükkanından birşeyler almakla yetiniyoruz. Daha sonra yeşillikler içinden yürüyerek kasabaya geçiyoruz. Hava yağışlı ve kapalı.
Kasaba ve kale Loch Fyne'e bakıyor. Bu gölün denize bağlantısı olduğundan bir deniz gölü. O yüzden gölün kenarında bolca deniz yosunu var. Biraz dolaşsak da hava dışarıda çok uzun vakit geçiremeyecek kadar soğuk. Kasabanın içinde bir kafede oturup sıcak içeceklerimizi yudumluyoruz. Highlands ve bu bölge oldukça turistik olduğundan, öğle yemeğini yediğimiz mekan da içeceklerimizi yudumladığımız bu mekan da çok kalabalık. Boş masa bulmak zor.
Şimdi dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Dönüş yolunda kısa bir süre Loch Lomond'da mola veriyoruz. Bütün bu tur ve duraklarda kalış süreleri yollardaki trafiğe bağlı. Bu turistik bölgede, gidiş-geliş olan yollarda bazen karşınıza trafik çıkabiliyor. Göl kıyısında durduğumuz güzel köyün adı Luss. Sokakları göle açılan bu şirin köy sizi adete bir masalın içinde hissettiriyor ve böylece bu güzel turumuz Edinburgh'da sonlanıyor.




