Ertesi gün herşey normale döndü ve biz trenle Marsilya'ya geçtik. Eşyalarımızı tren garındaki dolaplara yerleştirdikten sonra kenti gezmeye başladık. Marsilya göçmenlerin çokça olduğu bir yer. Bu yüzden etrafta gördüğünüz insanlar Avrupa'da görmeye alışık olduğunuz tiplerden olmayabilir.
Marsilya'da dikkatinizi ilk çeken yapı Notre Dame Kilisesi olacaktır. Vaktimiz çok az olduğundan yukarı çıkamadık ve kilisenin içini göremedik. Şans o ki daha bir sene dolmadan kendimizi yine Marsilya'da bulduk ve kilisenin içini görme fırsatını yakaladık. Ama tabi ki bu kısmı daha sonraki yazılarımda anlatacağım.
Marsilya'da Fransa'nın başka şehirlerinde de olan çikolata & şekerleme satan bir dükkanlar zinciri var. İçeri girdiğinizde kendinizi Hansel&Gratel masalındaki cadının evinde hissedeceksiniz. O kadar şekerleme ve çikolatanın içinde hangisini alacağınıza karar veremeyeceksiniz.
Cote D'Azur maceramız Marsilya'da sona erdi. Ama bizimkisi gibi bir Cote D'Azur gezisi yapmayı planlıyorsanız ulaşım noktası olarak Marsilya'yı kullanmayın derim. Çünkü Marsilya Cote D'Azur bölgesine görece uzak kalıyor. Marsilya-Cannes yada Marsilya-Nice arasını hızlı trenle gitmek zorundasınız. Bu hem vakit alıyor hem de para. Hızlı tren biletleri çok da ucuz değil. THY ile Nice'e uçmak böyle bir gezi planı için daha avantajlı. Üstelik kampanyaları yakalayabilirseniz çok da ucuz olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder