9 Haziran 2012 Cumartesi

Côte d’Azur

Côte d’Azur'a gitmek aslında eşimin fikriydi. Fransız rivierasını görmek gibi bir arzusu vardı. İyiki sözünü dinlemişiz de gitmişiz diyorum şimdi. Eğer sizin de oralara gitmek gibi bir arzunuz varsa http://www.frenchriviera-tourism.com/ sitesi çok faydalı olacaktır. Bilmeyenler için söyleyeyim, Côte d’Azur Fransa'nın Akdeniz kıyısının bir kısmı. Doğuda İtalya sınırına, batıda St.Tropez'e kadar uzanıyor.
Yine ucuz uçak bileti bulma ile başlayan maceramız, bizi Fransa'nın Akdeniz kıyısındaki bir şehri olan Marsilya'ya götürdü. Bu sefer biletimizi Pegasus'tan almıştık ama "ucuz uçak bileti macerası" yaşamaktan kurtulamadık. 
Uçak gurbetçilerle doluydu, başka bir değişle uçak indiğinde alkışlayan tiplerin olduğu bir uçakla   yolculuk ettik. Sonradan öğrendik ki zaten Marsilya Fransa'da göçten en çok nasibini alan şehirlerden biriymiş. Pasaport kontrolüne geldiğimizde görevliler bizden otel rezervasyonlarımızı ve dönüş uçak biletlerimizi göstermemizi istedi. Ama biz bu evrakları son anda uçağa verdiğimiz valizin içine koymuştuk. Bunu görevlilere anlatmaya çalıştıysak da Fransızlar Fransızca harici bir dil konuşmaktan hoşlanmadıklarından bizimle sürekli Fransızca konuşmaya devam ettiler ve biz derdimizi bir türlü anlatamadık. Bize kenarda beklememizi söylediler ve bütün uçağın boşalmasını bekledik. Biz hariç uçaktaki herkes pasaport kontrolünden geçti. Yanımızdan geçen herkesin tuhaf bakışlarına maruz kalmak zorunda kaldık. 
En sonunda pasaportlarımızda birden fazla schengen vizesi olduğunu gören görevliler bize acıdı ve geçmemize izin verdiler. Adı üzerinde "ucuz uçak bileti" aldığımız için gecenin 2'sinde Marsilya'ya vardık ve geceyi pek de havalimanına benzemeyen Marsilya havalimanında geçirdik. Gündüz olunca otobüsle en yakındaki tren istasyonuna gittik ve oradan Marsilya tren garına vardık. Marsilya'dan Nice'e giden trene binerek Côte d’Azur yolculuğumuza başladık. Côte d’Azur kısmen küçük bir bölge olduğundan fazla otel değiştirmeyelim istedik ve bu bölgedeki iki büyük beldede üçer gün kalmaya karar verdik: Nice ve Cannes. Gitmeden önce kendimce süper bir plan hazırlamıştım. İlk günü Nice'i gezerek geçirecektik. İkinci gün tekneyle Monako'ya, üçüncü gün Nice yakınlarındaki Antibe ve Eze'e gidecektik. 
4.gün ikinci kalış durağımız olan Cannes'a gidip, orayı gezecektik. 5.gün tekneyle St.Tropez'e, 6.gün ise parfümleriyle ünlü Grasse'ye gidecektik. Gezimizin son iki gününü başlangıç durağımız olan Marsilya'ya ayırmıştık. İlerleyen yazılarımda plana ne kadar uyabildiğimizi anlatacağım. 
Not: Fotoğraflarda, bazılarını Marsilya-Nice tren yolculuğu sırasında uzaktan gördüğümüz Côte d’Azur beldelerini görüyorsunuz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder