Paris'teki 2.günümüzde getyourguide'dan aldığımız turumuzun ikinci durağı olan Versay Sarayı'ndayız. Fransa krallarının hepsinin adı Louis olduğundan benim için sarayı kimin yaptırdığı oldukça kafa karıştırıcı. XIII. Louis tarafından burada yaptırılan av köşkü, XIV. Louis tarafından büyütülerek bugünkü şekli verilmiş. XIV. Louis, sarayı, av köşkünü koruyup, köşk ortada kalacak şekilde etrafına yeni binalar ekleyerek büyütmüş. Sarayı büyütme sebebi, o dönem iyice kontrolden çıkmış olan aristokrat sınıfını kontrol altında tutmak. Saray, bütün aristokrat sınıfının bir arada yaşaması için bu kadar büyük yapılmış. Rehberimizin anlattığına göre kralın bütün hayatı şirk hayvanı gibi geçiyormuş. Öyle ki sabahları yaklaşık 100 kişinin izlediği bir sabah seremonisi ile kalkıp, geceleri benzer şekilde yatma seremonisi ile yatağa giriyormuş. Kraliçeler herkesin gözü önünde doğum yapıyorlarmış ki, gelecekte kral olma olasılığı olan bu bebeği kraliçenin doğurduğu herkes tarafından açıkça bilinsin. XIV. Louis, Güneş Kral lakabıyla anılıyormuş, bu sebeple süslemeli kapılarda güneş gibi parlayan adam motifleri var. Avrupa'da belirli dönem bu adamlar niye saçma sapan peruklar takmışlar sorumun cevabını da Versay sarayında buldum. XIV. Louis, 17 yaşında bir hastalık sebebiyle kafası kelleşmeye başlayınca, peruk takmaya başlamış.
Bundan sonra ona yalakalık yapmak için saçı olan erkekler bile peruk takmaya başlamış ve peruk takmak erkekler arasında bir modaya dönüşmüş.
Versay'ı yaptıran kişi olduğu için normal olarak XIV. Louis'nin sarayda birçok portresi ve heykeli bulunuyor. Yandaki resim de bunlardan biri. Bu resimde XIV. Louis'nin bacakları oldukça ilgi çekiyor. Ama bu bacaklar ona ait değil, ressama bu resimde bacaklar için daha genç başka bir adam modellik yapmış.
Şimdi Aynalar Salonu olarak bilinen yer eskiden bahçelere bakan bir teras olarak tasarlanmış. Ama Versay bölgesinin iklimi de Ankara'ya benzediğinden bu teras soğuk sebebiyle çok kullanışlı olmamış ve kapalı bir mekana dönüştürülmüş (cam balkon yapmışlar 😛). Orijinal planda Kral ve Kraliçe'nin odaları bu terasa açılıyormuş. Aynalar Salonu birçok tarihi olaya sahne olmuş, bunlardan en önemlisi I. Dünya Savaşı sonunda, mağlup Almanya ile müttefikler arasında bu salonda imzalanan Versay Anlaşması'dır.XVI. Louis'nin eşi, Avusturya İmparatoriçesi Maria Theresa'nın kızı Marie Antoinette de Versay'ın önemli kişilikleri arasında. Yanda, kraliçenin favori ressamı ve aynı zamanda dönemin ünlü nadir kadın ressamlarından biri olan Élisabeth Vigée Le Brun tarafından yapılmış bir Marie Antoinette portresini görüyorsunuz. Aslında bu resmin hüzünlü bir hikayesi var çünkü resimde görünen boş pusetin içinde kraliçenin en küçük bebeği olması planlanırken, bebek resim tamamlanmadan hayatını kaybedince, puset boş olarak resmedilmiş. Marie Antoinette, halkı fakirlik içinde yaşadığı halde gençliğinde oldukça müsrif bir kraliçeymiş ve liyakatsiz insanları olmayacak görevlere getirmiş. Versay'ı yaptıran kişi olduğu için normal olarak XIV. Louis'nin sarayda birçok portresi ve heykeli bulunuyor. Yandaki resim de bunlardan biri. Bu resimde XIV. Louis'nin bacakları oldukça ilgi çekiyor. Ama bu bacaklar ona ait değil, ressama bu resimde bacaklar için daha genç başka bir adam modellik yapmış.
Bir süre sonra Versay sarayı yerine sarayın bahçesinde bulunan Le Petit Trianın Şatosunda yaşamaya başlamış. Şatoyu ve bahçesini yeniden dekore etmek için yine müsrif harcamalar yapmış. Marie Antoinette'in sarayını Versay bahçelerinden 20 dakikalık bir yürüyüşle görebilirsiniz. Bahçeler çok büyük olduğundan yürümek istemiyorsanız golf arabaları da kiralayabilirsiniz. Marie Antoniette'nin hayatı giyotinle, Fransız devrimcilerinin elinde son bulmuş. Bahçeleri gezmek için en az iki buçuk saat vakit ayırmanız gerekiyor. Daha önce de bahsettiğim gibi bizim ne yazıkki bahçeleri detaylı bir şekilde gezmeye fazla vaktimiz olmadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder