17 Aralık 2017 Pazar

Londra 5.gün: Madame Tussauds ve Sherlock Holmes Müzesi

Madame Tussauds müzesinin aslında benim için ayrı bir yeri var. Bundan 20 yıl önce ingilizceyi ilk öğrenmeye çalıştığım yıllarda dersin bir bölümünde işlemiştik bu müzeyi. Sınıftaki arkadaşlarımızdan biri de orayı görmüştü. Ona çok özendiğimi hatırlıyorum. Bir gün Londra'ya gidersem bu müzeyi mutlaka göreceğime dair kendime söz vermiştim. Şanslıyım ki hem Londra'yı hem de Madame Tussauds'yu gördüm. Biz biletleri kapıda sıra beklemeyelim diye internetten almıştık. Ama daha müze açılmadan önce kapıda olduğumuz için yine de sıra beklemekten kurtulamadık. Bizimle birlikte bekleyen bir de Türk grubu vardı. Bu grup olmasaydı müzeyi daha sessiz sakin ve daha yavaş gezerdik eminim.  Bir Cumberbatch hayranı olduğumu söylemiş miydim :)
Bu balmumu heykellerin yakından da ne kadar gerçekçi olduğunu göstermek için bir de Nadal fotoğrafı koyayım :) Heykelleri hazırlamak elbette ki çok zor. Ilk olarak heykeli yapılacak kişinden 250 ölçüm yapılıyor ve farklı açılardan 180 tane fotoğrafı çekiliyor. Ellerinin ve dişlerinin kalıbı çıkartılıyor. Daha sonra heykelin duracağı poz, metal tüpler ve teller kullanılarak oluşturuluyor. Baş ve eller önce kilden yapılıyor. Bu killer kullanılarak plastik kalıp oluşturuluyor. Bu kalıbın içine 74 santigrat dereceye ısıtılmış balmumu ve Japan mumu dökülüyor. Mum kuruduğunda kalıp çıkartılıyor. Göz ve saç renginin, heykeli yapılan kişininkilerle uyumlu olmasına dikkat ediliyor. Gözler akrilikten üretiliyor. Göz damarlarını benzetmek için ise ipek iplikler kullanılıyor. Gözbebeği elle boyanıyor. Saçlar önce tek tek elle monte ediliyor. Sonra yıkanıyor. En son kesiliyor ve şekil veriliyor. Ayrı ayrı oluşturulan kafa ve gövde birleştiriliyor ve heykel giydiriliyor.
Heykelin giysilerinin mümkün olduğunca kişininkilere benzemesine çalışılıyor. Bazen de kişi tarafından kendi giysileri Madame Tussauds müzesine bağışlanıyor. Figür tamamlandığında ise açılışı yapılıyor :) Londra'ya gelip kraliyet ailesi ile bir fotoğraf çektirmeden gitmek olmazdı. Nasıl, aralarına kaynamışım değil mi :)
Madame Tussauds müzesinin, kraliyet ailesi ile, 1884 yılında Baker sokağında açıldığı günden beri güçlenen yakın bir ilişkisi var. Madame Tussauds müzesinde Kraliçe Elizabeth'in toplam 23 adet balmumu heykeli varmış. Ilk heykeli sadece 2 yaşındayken yapılmış. Son heykeli ise 2012 yılında elmas jübilesini kutlamak amacıyla yapılmış.
Müzede bu heykellerin hepsini görmek ne yazıkki mümkün değil. Müze aslında tahmin ettiğimden daha küçüktü. Bazı heykeller Madam Tussauds'un farklı şehir hatta ülkelerdeki şubelerinde sergileniyorlarmış. Müzedeki heykellerin çoğu günümüzde popüler olan isimlerdi. Demode olan kişilerin heykellerini bir süre sonra kaldırıyorlar sanırım. Gelelim Madam Tussaud'nun kim olduğuna. Madam Tussaud, eğitimini annesi ile birlikte yaşadığı Paris'te almış. Ondaki potansiyeli gören başarılı bir balmumu heykelcisi tarafından eğitilmiş. Madam Tussaud, 30 yıl boyunca heykellerini sergileyerek dolaşmış. En sonunda 1835'te Londra'ya yerleşmiş. Marie öldüğünde işini en büyük oğlu devralmış.  
Atatürk eşimin yanında biraz kısa kalsa da Atatürk'le de fotoğraf çektirmeden olmazdı tabii ki. Bu heykel 2005 yılında yenilenmiş. Eskisi Atatürk'e hiç benzemiyormuş. Yeni heykeli Koç grubu finanse etmiş, fikir babası ise eski hava kuvvetleri komutanı Ibrahim Fırtına imiş. Müzeyi bu kadar anlattıktan sonra size güzel bir haber vereyim. Madam Tussauds 2016 yılında Istanbul'a da bir şube açmış. Ayrıca Eskişehir'deki Büyükerşen'in açtığı balmumu heykel müzesinin de çok güzel olduğunu duydum. Ikisine de gitmedim ama gitmek istediğim yerler listesindeler.
Sonraki durağımız Sherlock Holmes müzesi. Müzenin içine girmedik ama hediyelik eşya dükkanında şöyle bir dolandık. Madam Tussauds müzesine çok yakın, buradan yürüyerek gidebilirsiniz. 5.günün devamını bir sonraki yazımda anlatacağım.